Ödev Arşivi:
|
|
|
|
|
İnsanda Sistemler: |
|
|
|
|
|
|
Biyolojik Sağlığımız:
|
|
|
|
|
Hastalıklar-Tedavi Yolları:
|
|
|
|
|
|
BiyoTeknoloji:
|
|
|
|
Ekoloji:
|
|
|
|
Ziraatçılık Noktası:
|
|
|
|
|
|
|
Video Arşivi:
|
|
|
|
Resim Arşivi:
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ
İnsanlarda iyi gelişmiş bir kapalı dolaşım sistemi vardır. Bu sistem, kalp, atar damarlar, toplardamarlar ve kılcal damarlardan meydana gelmiştir. Kan bu sistem içinde vücudun en uç kısımlarındaki hücre ve dokulara kadar ulaşır.
1.Kalbin Yapısı ve Çalışması
Kalp, insanın göğüs boşluğunda iki akciğerin arasında ve göğüs kemiğinin hemen arkasında yer alır. Tabanı üstte, tepesi altta ve ucu sola dönük olan bir koni şeklindedir. Ergin kadında ortalama 230-280 gr. Erkekte ise 280-340 gr. ağırlığındadır. Yaş ilerledikçe kalbin ağırlığı ve büyüklüğü artar.
Kalp, üstte bir kulakçık, altta iki karıncık olmak üzere dört odacıktır. Ortadan tam bir perde ile sağ ve sol bölüm olmak üzere ikiye ayrılmıştır. Sağ bölümde sağ kulakçık ve karıncık bulunur. Bu iki odacık üçlü kapakçıkla birbirini açılır. Sağ kulakçığa üst ana toplardamar ile ana toplardamar bağlanır. Sağ karıncıktan ise akciğer atar damarı çıkar.
Kalbin sol bölümü, sol kulakçık ve sol karıncıktan meydana gelmiştir. İki odacık arasında ikili kapakçık taşıyan bir açıklık vardır. Sal karıncıktan kalbin en büyük damarlarından biri olan aort atardamarı çıkar. Sol kulakçığa ise akciğer toplardamarları bağlarnr.
Kal bi n çalışması, kalp kasının kasılıp ve gevşemesi ile olur. Kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi kanın hareketi için itici bir güç oluşturur. Kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi birbirine zıttır, yani kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşeme durumuna geçer. Kabin her odacığı kasılma sırasında içindeki kanı pompalar. Gevşeme anında ise kanla dolar.
Kulakçıkların gevşeme sırasında, toplardamarlarla gelen kan bütün kulakçığa dolar. Kanın yaptığı basıncı ile kulakçık ve karıncıklar arasındaki kapaklar, karıncık yönünde açılır ve kan pasif çalışarak karıncıklara akmaya başlar. Hemen sonra, kulakçık kasılma durumuna geçerek içindeki kanı tamamen karıncıklara boşaltır.
Kanla dolan karıncıklar kasılarak, içindeki kanı kalbin üst bölgesine doğru pompalar. Bu esnada kulakçıklar ile karıncıklar arasındaki kapakçıklar kapanır, atar damarların başlangıcında ki kapaklar açılır. Böylece karıncıklardaki sıkışan kan kulakçıklara geri dönmeden atar damarlara geçer. Kulakçıklar da yeniden gevşeme durumuna alarak kanla dolmaya hazır hale gelir. Her kalp atışı bir kasılma ile bir gevşemeden ibarettir. Her bir kalp atışı 0,85 sn sürer. Bunun 0,15 sn kulakçıklar, 0,30 karıncıklar kasılır. Geri kalan 0,40 sn süre de ise kalp dinlenir. Her kalp atışı ile kalpten 70 ml kan damarlara pompalanır. Sağlıklı bir insanda kalp atışı sayısı dk. 70 kadardır.
Kalp atışının hızı, sadece kalbin kendi özelliğinden gelen etkilerle değil; ayrıca sinirler, hormonlar ve sıcaklıklarla da değişir.
2.Kan Damarlarının Yapısı ve Özellikleri
İnsanda dolaşım sisteminde atar damarlar, toplardamarlar ve kılcal damarlar olmak üzere üçe ayrılır.
a)Atar Damarlar:
Kanı kalpten diğer organlara taşıyan damardır. Kalbin karıncıklarından çıkan damarlara, aort ve akciğer atar damarı denir.
Atar damarların duvarları esnek ve sağlamdır. Aort atar damarının oldukça kalın duvarları vardır. Duvarları kalın olan bu damarların esneklikleri de fazladır. Bu esneklik kanın hareketini kolaylaştırır. Akciğer atar damarı dışındakiler oksijence zengin temiz kanı vücuda taşır. Akciğer atar damarı ise karbondioksiti fazla olan kirli kanı temizlenmek üzere akciğerlere taşır.
b) Toplar Damarlar:
Vücutta toplanan kanı kalbin kulakçıklarına getiren damarlardır. Kalbe bağlananları, akciğer toplardamarları ile alt ve üst ana toplardamarlarıdır. Vücudun alt kısımlarındaki toplardamarlarda, üste doğru açılan tek yönlü kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar kanın yer çekimi etkisi ile geri dönmesini engelleyerek kalbe doğru hareketini kolaylaştırır. Akciğer toplardamarı hariç hepsi karbondioksit miktarı fazla olan kirli kan taşırlar. Akciğer toplardamarları ise akciğerlerde temizlenen kanı kalbin sol kulacığına getirir.
c)Kılcal Damarlar:
Atar damarlarla, toplardamarları birbirine bağlarlar. Kılcal damarların çapı çok küçük olup, dokular arasında geniş bir yüzey oluşturacak şekilde dallanmışlardır. Kan ile doku hücreleri arasındaki bütün madde (besin, gaz ve metabolizma)alış verişi kılcal damarlarla olur.
3.Kanın Yapısı ve Görevleri
Kan, plazma denilen bir sıvı kısım (%55) ile plazma hücrelerinden (545) meydana gelmiştir. İnsanda alyuvar(eritrosit), akyuvar (lökosit) ve kan pulcukları olmak üzere üç çeşittir.
a)Alyuvarlar:
Plazmada en fazla bulunan, ortası çukur, çekirdeksiz hücrelerdir. 1 mm3 kanda kadınlarda 4,5 milyon ve erkeklerde 5,5 milyon civarında alyuvar bulunur. Bu sayı yapılan işe, bireyin yaşına ve atmosfer basıncına göre değişebilir. En çok kemik iliğinde, gerektiğinde karaciğer ve dalakta üretilebilir. Karaciğer ve dalak yaşlı alyuvarları da parçalar. Yapılarında oksijen ve karbondioksit taşınmasında görev yapan hemoglobin bulunur. Her alyuvarda yaklaşık 280 milyon hemoglobin bulunur. Hemoglobin sadece kana ve alyuvarlara kırmızı bir renk vermekle kalmaz, ayrıca diğer özel proteinlerle birlikte kan ve vücutta sıvısının asit-baz dengesini kurar. Alyuvarlar, kan grubu antijenlerini de bulundururlar.
Alyuvarlar yapısında bulundurdukları hemoglobin sayesinde solunum gazlarının taşınmasını sağlar. Alyuvarlar diğer hayvan guruplarının çoğunda çekirdeklidir. Memelilerde ise kan dolaşımına girmeden önce hemoglobin sentezlerler sonra çekirdeklerini ve mitokondrilerini ve atarak olgunlaşırlar.
b)Akyuvarlar:
Belirli şekilleri olmayan, çekirdekli, beyaz kan hücreleridir. Kırmızı kemik iliğinde, lenf dönüşümlerinde ve lenfoid organlarda üretilirler. 1 mm3 kanda ortalama 7.000 kadar bulunurlar. Herhangi bir hastalık anında kandaki sayıları artar. Sitoplâzmalarının da tanecikleri (granüller) bulunup bulunmamasına göre çeşitli akyuvarlar ayırt edilir. Granülsüz olanlar lenfosit ve monoksitlerdir. Granüllü olanlar ise nötrofiler, eozinofiller ve bazofihlerdir. Akyuvarlar, amip gibi aktif hareketli hücrelerdir. Hastalık yapıcı bakterilere karşı vücudu korurlar. Özellikle lenf düğümlerinde mikropları fagositozla yutarlar. Hatta bazı akyuvarlar amipsi hareketlerle kılcal damarlardan çıkarak doku aralarına da girerek aynı işi yaparlar.
e) Kan pulcukları
Gerçek hücreler değildir. Renksiz ve çekirdeksiz olup, kemiğin iliğinin büyük hücrelerinden kopan parçacıklardır. 1 mm3 kanda ortalama 300 bin kadar bulunur. Kanın pıhtılaşması için gerekli olan özel bir protein oluştururlar.
d)Kan plazması:
K anın %55 ‘ini oluşturan sıvı kısımdır. Plazma vücudun çeşitli bölümleri arasında madde taşınması ve madde geçişine yardım eden hafif bazik (PH ~7,4) bir sıvıdır. Plazmanın bileşiminde %90-92su,%7-8 kan proteinleri bulunur. Geri kalan kısmın içeriği çok değişkendir. Bu kısım içinde hormonlar, antikorlar, besin monom erleri, büyük moleküllü besinler, vitaminler, madensel tuzlar ve azotlu artıklar yer alır.
4.İnsanda Kan Dolaşımı
Dolaşım sistemi, kandaki aminoasitleri, yağ asitleri, glikoz gibi besleyici maddeleri ve oksijeni yeni vücut dokularına götürür. Metabolizma sonucu dokularda meydana gelen artık maddelerde, hücre/erden kana geçerek boşaltım organlarına taşınır. Dolaşım sistemi ile sadece besleyici madde oksijen ve metabolizma atıkları taşınmaz. Ayrıca iç salgı bezlerinin salgıladığı hormonlar da kanla, ilgili organlara ulaştırılır. Böylece, kan dolaşımı ile vücudun çeşitli faaliyetlerin yürütülmesi ve düzenlenmesi sağlanmış olur.
İnsanda kan dolaşımı, büyük ve küçük dolaşım sistemi olarak ikiye ayrılır. Bu sistemlerde kirli ve temiz kan ayrı ayrı dolaşır.
a) Büyük Kan Dolaşımı:
Sol karıncıktan başlar, sağ kulakçıkta sona erer. Karıncıkların kasılması ile sol karıncıktaki temiz kan sol karıncıktan aorta pompalanır. Aort damarı, sola doğru bir yay çizerek ikiye ayrılır. Üste giden damar baş ve kollara, alta ayrılan damar/arda birçok yan damarlar, mide, pankreas ve bağırsaklar gibi bütün iç organlara ve bacaklara yayılır. Doku ve organlara ulaşan bu damarlar, çok sayıda kılcal damarlardan oluşur.
Bütün madde alış-verişi, bu kılcallarda akan kan ile doku hücresi arasında olur. Özellikle temiz kandaki oksijen dokulara, karbondioksit ise dokulardan kana geçer. Kirlenen kan, kılcallardan top/ar damarlara ile itilir. Vücudun alt bölgesinden toplanan kan damar/arı alt ana top/an damarda, üst bölgesinde toplanan/an da üst ana toplardamarlarda birleşir. Kirli kan bu iki damarla kalbin sağ kulakçığına dökülür.
b) Küçük Kan Dolaşımı:
Sağ karıncıktan başlar, sol karıncıkta sona eren. Büyük kan dolaşımı ile sağ kulakçığa dolan kirli kan buradan sağ karıncığa geçer ve karıncıkların kasılması ile kirli kan sağ karıncıktan akciğer atar damarlarına pompalar. Akciğer atar damarı kalpten çıktıktan sonra ikiye ayrılarak sağ ve sol akciğerlere kollar gönderilir. Akciğerleri giren bu damarlar alveollerin çeperinde kılcallara ayrılır. Burada kirli kandaki karbondioksit alveollere, alveollerdeki oksijen ise kana geçer. Temizlenen kan, her akciğerden ikişer tane olmak üzere dört akciğer top/an damarı ile kalbin sol u/akçığına döner.
İLERİ
|
Genç Biyoloji.Com:
|
Sitemiz, 20.10.2009 tarihinden itibaren hizmet vermeye başlamıştır.
|
Reklam Alanı:
|
|
Hobiler:
|
|
|
|
|
|
Psikolojik Danışmanlık:
|
|
|
|
Reklam Alanı:
|
|
Komikler:
|
|
|
|
Sözlükler:
|
|
|
Reklam Alanı:
|
|
Yardım Reklamı:
|
|
|